Rapor 2020 yılındaki çalışmaların yanı sıra şiddetin dinamikleri ve kurumların çalışmalarına ilişkin gözlemleri de içeriyor. Raporda ayrıca Mor Çatı’nın kadınlarla birebir dayanışma kurmanın yanı sıra şiddetle mücadele etmek ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak için gerçekleştirdiği atölye, görüşme, etkinlik ve yayınlara dair bilgi bulunuyor. Raporun tamamına şuradan ulaşabilirsiniz.
Avrupa Birliği ve UNWomen desteği ile “İstanbul Sözleşmesi Standartlarına Uygun Olarak Kadınlara ve Kız çocuklarına Erişilebilir ve Kaliteli Hizmet Sağlamak için Sivil Toplum Örgütleri ile Yerel Hizmet Sağlayıcılar Arasında İş Birliğinin Güçlendirilmesi” adlı proje dahilinde gerçekleştirilen “Kadın Danışma Merkezi İşleyişi Atölyesi”nden sonra İzmir’de yerel kamu ve STÖ arasında işbirliği kurma ihtiyacının talep edilmesiyle toplantı organize edildi. 31 Mart 2021 tarihinde İzmir Kadın Dayanışma Derneği ve Kadın Dayanışma Vakfı tarafından düzenlenen “Kadına Yönelik Şiddetle Mücadele Yerel Kamu-STÖ İş Birliği Geliştirme Toplantısı” kapsamında kolluk kuvvetleri, ŞÖNİM, belediyenin kadın danışma merkezleri ve sığınak çalışanları ile çevrimiçi ortamda bir araya gelindi. İzmir yerelinde kadına yönelik şiddete karşı işbirliğinin kurulmasının temelleri atılmış oldu.
Engelli Kadın Derneği 2019 yılının sonunda ortaya çıkan ve kısa sürede dünyanın geneline yayılan koronavirüs salgınında engelli kadınların yaşadıkları ayrımcılık ve hak ihlallerinin izlenmesi ve raporlanması amacıyla gerçekleştirdiğimiz çalışmasını “COVID-19 Pandemi Sürecinde Engelli Kadınların İnsan Hakları” başlığıyla yayınlandı. Rapora şuradan ulaşabilirsiniz.
Bu yıl 23.’sünü düzenlediğimiz Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı’nı, Covid-19 pandemisi koşullarında, 7-10 Kasım tarihleri arasında çevrimiçi olarak gerçekleştirdik. “Pandemide Şiddet, Bakım Emeği ve Eşitlik Mücadelesi” başlığı altında, 27 farklı ilden aralarında kadın örgütleri, LGBTİ+ örgütleri, bağımsız feministler, belediye ve kamu kurumlarında çalışan katılımcıların olduğu 270 kadın bir araya gelerek kadına yönelik erkek şiddetiyle mücadele alanında yürütülen politikaları, uygulamaları ve mücadele yöntemlerimizi tartıştık.
Dünyada ve Türkiye’de, özellikle İstanbul Sözleşmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliği kavramı üzerinden haklarımıza yönelik saldırıların arttığı bir dönemden geçiyoruz. Kadın düşmanı politikaların bu derece pervasızca ve yaygın olarak tartışılmasına karşın eşitlik mücadelemiz ulusal ve küresel ölçekte dayanışma ile büyüyor. Dünyanın her yerinden kadınlar olarak hem haklarımıza yönelik saldırılar karşısında hem de Covid-19 pandemisinin arttırdığı eşitsizlik konusunda benzer deneyimlerimiz ortak mücadelemizi güçlendirdi.
Türkiye’de, ilk Covid-19 vakasının açıklandığı Mart ayından beri, devletin toplumsal cinsiyet eşitsizliğiyle mücadele etmek yerine kadın-erkek eşitsizliğinin daha da derinleşmesine yol açan cinsiyet görmeyen tedbirler aldığını görüyoruz. Yoğunlaşan ev işleri ve bakım emeğinin kadınların sorumluluğuna bırakıldığını ve ağırlıklı olarak hizmet sektöründe veya kayıt dışı ekonomide çalışan kadınların işsiz kaldığını gördük.
Pandemi erkek şiddetinin yoğunlaşmasına, kadınların destek ihtiyacının artmasına neden oldu. Şiddetle mücadele mekanizmalarında her daim yaşanmakta olan sorunlar bu dönemde daha da derinleşti. Kadınların destek ihtiyacı artarken kadınlar için sosyal destek ve güvenlik mekanizmalarına ulaşabilmek çok daha zorlaştı. Kamu hizmetleri ve toplumsal ilişkilerdeki cinsiyetçi yaklaşımlar pekiştirildi. Daha önce Kurultay bileşeni örgütler olarak işaret ettiğimiz gibi bir acil eylem planı ihtiyacı ortaya çıktı. Fakat Bakanlık kadın örgütlerinin taleplerini görmezden gelerek pandemi koşullarında kadına yönelik şiddetle mücadele konusunu öncelikli mesele olarak önüne almadı.
Şiddet var olan eşitsizliklerden beslenirken şiddetle mücadelede yaşanan sıkıntılar pandemi ile katmerlendi. Bu süreçte, kadın örgütleri olarak takip ettiğimiz pek çok başvuruda, kötü uygulama ve yönlendirmelerle karşılaştık. Pandemi bahane edilerek sunulmayan hizmetler nedeniyle kadınların erkek şiddetinden uzak bir hayat kurmasının zorlaştığına tanık olduk. Özellikle kolluk kuvvetlerinin 6284 sayılı Kanun kararlarını vermek, şikâyet almak ve sığınağa yönlendirmek gibi temel görevlerini yapmadığı gibi kadınları yanlış bilgilendirdiğini gördük. Eşitsizliğin ve kadın yoksulluğunun derinleşmesi, ekonomik ve sosyal destek başvurularının artmasına sebep oldu. Özellikle öğrenci veya gelirini kaybeden genç kadınlar, pandemi süresinde kök ailelerinin yanına dönmek zorunda kaldı. Bu kadınlar sosyal hizmetler nezdinde yok sayıldığından destek alamadılar. Çoklu ayrımcılığa maruz kalan göçmen, engelli, yaşlı ve LBTİ+ kadınlar farklı şiddet biçimleriyle bir arada başa çıkmak zorunda kaldılar. Özellikle kayyum atanan yerel yönetimlerde kadına yönelik şiddetle mücadele alanında yaşanan gerileme devam etti. Bağımsız kadın örgütlerinin kapatılması yanı sıra belediyelerdeki kadın danışma
23. Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı farklı illerden, kadın ve LGBTİ+ örgütlerinden ve kamu kuruluşundan yaklaşık 270 kadının katılımıyla Zoom platformu üzerinden çevrimiçi olarak gerçekleşti.
Bu yıl yirmi üçüncüsü düzenlenen Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı, 7-8-9-10 Kasım tarihlerinde Zoom platformu üzerinden çevrimiçi olarak gerçekleşti. Pandemide Şiddet, Bakım Emeği ve Eşitlik Mücadelesi başlığıyla düzenlenen Kurultay’a, 27 farklı ilden, kadın ve LGBTİ+ örgütlerinden ve kamu kuruluşundan yaklaşık 270 kadın katıldı.
İzmir Kadın Dayanışma Derneği’nden kadınların yaptığı açılış konuşmasıyla başlayan Kurultay, üç gün boyunca tebliğlerin sunulması, atölye çalışmalarının gerçekleşmesi ve atölye sonuç bildirgelerinin sunulmasıyla devam etti.
Kurultay’ın birinci günü, Pandemi, Ev İçi Emek ve Cinsiyetçi Sosyal Politikalar oturumu ile başladı. İlk oturumda Melda Yaman Pandemi, Yoksullaşma ve Şiddet başlıklı konuşmasında pandemi döneminde yoksullaşmanın ev içi şiddete etkisini ele aldı. Kadınların erkekler tarafından farklı şiddet türlerine maruz bırakılırken eşzamanlı olarak işlerini kaybetmelerinin veya ücretsiz izne çıkarılmalarının, ihtiyaçları olan destek mekanizmalarının işlevsiz hale gelmesinin şiddetten uzaklaşmalarını engellediğini vurguladı.
Sosyal Politika, Devlet ve Aile başlıklı ikinci sunumda ise Zehra Keleş “Nasıl bir sosyal politika?” sorusunu odağına aldı ve yürüttüğü saha çalışmasına dayanarak ailenin ihtiyaçlarını kadınların takip etme görevi üstlendiklerini ve sosyal yardımlara başvurmak konusunda da yalnızca kadınların yükümlü olarak görüldüklerini aktardı. Tek başına bu sosyal yardımların kadınların şiddetten uzaklaşmasına yetmediğinin altını çizdi.
İlk oturumun son konuşması Pandemi ve Ev İçi Emek başlığıyla Yasemin Dildar tarafından gerçekleştirildi. Yasemin Dildar sunumunda kadınların pandemide ev içi emeğe harcadıkları vaktin arttığını, ayrıca çoğunlukla hizmet sektöründe ve kayıt dışı ekonomide çalıştıkları için ekonomik kaynaklarını yitirdiklerini aktardı. Bu durumun kadınların şiddetle mücadelede ekonomik güçsüzleşmesi ile sonuçlandığının altını çizdi.
Kurultay’ın ikinci oturumu olan Uygulamalar Bağlamında Sığınaklar, Da(ya)nışma Merkezleri ve İstanbul Sözleşmesi Bağlamında Mücadele Stratejileri’nde ilk olarak Berfu Şeker Bir Mücadele Aracı Olarak İstanbul Sözleşmesi başlıklı bir sunum yaptı. Türkiye’de ve başka ülkelerdeki İstanbul Sözleşmesi karşıtı hareketin kesişimlerini ele aldığı konuşmasında bu hareketlerin kendilerini ‘yerli ve milli’ olarak sunsalar da ulus aşırı bir hareket olduklarını vurguladı. İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması talebinden vazgeçmeyerek, bulunduğumuz her yerde sözleşmeyi anlatarak ve ittifakları ve ulusaşırı dayanışma taktiklerini geliştirerek sözleşmeyi bir mücadele aracı olarak kullanmaya devam edeceğimizin altını çizdi.
İkinci oturuma Uygulamalar Bağlamında Sığınaklar, Da(ya)nışma Merkezleri sunumları ile devam edildi. İlk olarak Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’ndan Zuhal Güreli sunum yaptı. Bu dönem öne çıkan sorunları sığınak sayı ve kapasitesinin olması gerekenin altında olması, kapasite yetersizliği nedeniyle kadınların sığınaklara kabul edilmemesi ve gizliliğe dair ihlaller olarak aktardı. Ayrıca üniversitede okuyan ve pandemi nedeniyle aile evine dönmek
23. Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı
İlki 25 Kasım Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Son Günü etkinliği kapsamında 1998 yılında gerçekleştirilen Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı’nın* yirmi üçüncüsünde yeniden bir araya geliyoruz. Türkiye’de kadına yönelik erkek şiddetine karşı mücadele veren kadınların en geniş platformu olan Kurultay kadın örgütlerinden, yerel yönetimlerden, kamu kurum ve kuruluşlarından gelen kadınların katılımıyla Zoom platformu üzerinden çevrimiçi olarak gerçekleşecek.
Türkiye’nin her yerinde kadına yönelik erkek şiddetiyle mücadele eden bizler Kurultay’ı bu yıl Pandemide Şiddet, Bakım Emeği ve Eşitlik Mücadelesi başlığı altında, 7-8-9-10 Kasım tarihlerinde gerçekleştireceğiz. Kurultayın ilk gününde düzenlenecek oturumlardan ilki Pandemi, Ev İçi Emek ve Cinsiyetçi Sosyal Politikalar başlığı ile yapılacak. Bu oturumda Melda Yaman “Pandemi, Yoksullaşma ve Şiddet”, Zehra Keleş “Sosyal Politika, Devlet ve Aile”, Yasemin Dildar ise “Pandemi ve Ev İçi Emek” başlığı ile sunum yapacak.
Kurultay’ın ikinci oturumu ise Uygulamalar Bağlamında Sığınaklar, Da(ya)nışma Merkezleri Ve İstanbul Sözleşmesi Bağlamında Mücadele Stratejileri başlığı ile yapılacak. Bu oturumda Kadının İnsan Hakları ve Yeni Çözümler Derneği’nden Berfu Şeker “Bir Mücadele Aracı Olarak İstanbul Sözleşmesi” başlıklı sunumu yapacak. Mor Çatı’dan Zuhal Güreli’nin yapacağı Uygulamalar Bağlamında Sığınaklar, Da(ya)nışma Merkezleri sunumunun ardından düzenlenecek forumda kurultay bileşenleri ve alanda çalışan kadınlar karşılaştıkları sorunları ve bunlara karşı geliştirdikleri çözümleri paylaşacaklar. Kurultay’ın ikinci günü atölyelerle devam edecek. Son gün ise atölye sonuçları paylaşılarak Kurultay Sonuç Bildirgesi taslağı hazırlanacak.
Kurultay’ın birinci günü sunulacak tebliğler ve ikinci günü gerçekleştirilecek atölye çalışmaları aracılığıyla, bilgi ve deneyimlerimizi de paylaştığımız tartışmalar yürüteceğiz. 3 gün sürecek Kurultay, Kurultay Sonuç Bildirgesi’nin taslağının hazırlanmasıyla son bulacaktır. Kurultay sonuç bildirgesi 25 Kasım’da siz basın mensuplarıyla paylaşılacaktır.
Bilgi için:
Elif Ege
[email protected]
0(538) 6870422
*Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı Hakkında
Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı, kadına yönelik şiddetle mücadele alanındaki deneyimleri paylaşmak, ortak politikalar saptamak, örgütler ve kurumlar arasında kalıcı bir iletişim ağı kurmak amacıyla oluşturulmuş bir platformdur. Birincisi, 1998 yılında Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı’nın Türkiye’nin dört bir yanından kadına yönelik şiddetle mücadele eden kadınlara yaptığı çağrıyla 25 Kasım “Uluslararası Kadına Yönelik Şiddete Son” günü bağlamında İstanbul’da “Kadın Sığınakları I. Kurultayı” adı altında düzenlendi. 2002’de düzenlenen 5. Kurultay’da ise ‘Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı” ismini aldı. Yıllar içerisinde değişen ihtiyaçlara göre içeriğini ve tartışma yöntemlerini değiştiren Kurultay, 1998 yılından itibaren her yıl farklı bir ilde düzenlenmeye devam etmektedir.
Kurultay, düzenlenmeye başladığı tarihten itibaren, kadına yönelik şiddettin önlenmesinin ancak sürekli ve örgütlü bir mücadeleyle mümkün olduğunun bilinciyle örgütlenen Türkiye Kadın Hareketi’nin erkek şiddetine karşı yürüttüğü mücadelenin en
Kadın Sığınakları ve Da(ya)nışma Merkezleri Kurultayı Programı
PANDEMİDE ŞİDDET, BAKIM EMEĞİ VE EŞİTLİK MÜCADELESİ
Program
7 -8 -10 Kasım 2020
7 KASIM, CUMARTESİ
10.00-10.20 AÇILIŞ KONUŞMASI
10.20-12.30 1.OTURUM: Pandemi, Ev İçi Emek ve Cinsiyetçi Sosyal Politikalar
Kolaylaştırıcı: Fulya Dağlı, Kadınlarla Dayanışma Vakfı – KADAV
Pandemi, Yoksullaşma ve Şiddet Melda Yaman
Sosyal Politika, Devlet ve Aile Zehra Keleş
Pandemi ve Ev İçi Emek Yasemin Dildar
11.20-11.30 ARA
11.30-12.30 Tartışma / Soru Cevap
12.30-14.00 ÖĞLE ARASI
14.00-17.00 II. OTURUM: Uygulamalar Bağlamında Sığınaklar, Da(ya)nışma Merkezleri ve İstanbul Sözleşmesi Bağlamında Mücadele Stratejileri
Kolaylaştırıcı: Özgür Can Sunata – Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı
Bir Mücadele Aracı Olarak İstanbul Sözleşmesi
Berfu Şeker – Kadının İnsan Hakları Yeni Çözümler Derneği
Uygulamalar Bağlamında Sığınaklar, Da(Ya)Nışma Merkezleri
Zuhal Güreli – Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı
FORUM
15.15-15.30: ARA
15.30-17.00: Tartışma / Soru Cevap
8 KASIM, PAZAR
ATÖLYELER
11.00-16.00 ATÖLYE 1 (Kapalı): Sığınak çalışması
11.00-16.00 ATÖLYE 2 (Kapalı): Da(ya)nışma merkezi çalışması
11.00-16.00 ATÖLYE 3: Sosyal politikaların feminist eleştirisi, hizmet yerine “yardım” ve yoksulluğun kadınlaşması
11.00-16.00 ATÖLYE 4: Pandemide ev içi emek
11.00-16.00 ATÖLYE 5: Pandemi sürecinde şiddetle mücadelede yerel yönetimler deneyimi
11.00-16.00 ATÖLYE 6: Genç kadınlar ve şiddet
11.00-16.00 ATÖLYE 7 (Kapalı): İkincil travma
9 KASIM, PAZARTESİ
SERBEST GÜN
10 KASIM, SALI
11.00 – 17.00 Sonuç bildirgesi ve atölye sonuçlarının tartışılması