Türkiye 1 Temmuz itibariyle, dünyada kadına yönelik şiddetle mücadele için yazılmış en kapsamlı sözleşme olan İstanbul Sözleşmesi’nden imzasını geri çekti. Bu talihsiz kararın hali hazırda kadına yönelik şiddetle mücadele yükümlülüğünü tam anlamıyla yerine getirmeyen ve kadınların güçlenmesini desteklemekten uzak politikalar üreten Türkiye’nin, bundan böyle kadına yönelik şiddetle mücadeleye dair siyasi irade göstermeyeceğine dair beyanı olduğu açık.
Şiddetin kaynağı olan toplumsal cinsiyet eşitsizliğini tanımayan, aksine kadınları geleneksel rollere hapsederek toplumsal cinsiyet eşitsizliğini derinleştiren, LGBTİ+ları hedef göstererek ayrımcılığı ve nefret söylemini teşvik eden politikalar, şiddet faili erkeklere cesaret veriyor, cezasızlık failleri ödüllendiriyor. İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek başta olmak üzere tüm bu politika ve uygulamalar kadınların menfaatinden uzak, hatta kadınlara karşı bir saldırının fotoğrafı.
Tüm bunlar olurken, bizler, yıllardır bu alanda mücadele eden feministler biliyoruz ki kadınların mücadelesinin, dirayetinin ve direnişinin geri dönüşü yok. Bugün kadınların hayatlarını erkeklerin ellerine bırakanlara öfke duymakla yetinmiyoruz. Birbirimize umut veren, bizlere değiştirme, yeniden kurma, dünyayı yerinden oynatma gücü veren dayanışmamızla güçlenmeye devam ediyoruz.
Dayanışmamızdan güç alarak diyoruz ki İstanbul Sözleşmesi ve sunduğu değerler bizim için yürürlüktedir.
İstanbul Sözleşmesi Bizim. Vazgeçmiyoruz!
Metne şuradan ulaşabilirsiniz.