Koronavirüs salgını önlemlerinin alındığı şu günlerde kadına yönelik şiddetle mücadele alanına dair gözlem ve önerilerimize dair bilgi notumuzu paylaşıyoruz.
Kadınların bu süreçte şiddetten uzaklaşabilmeleri için alınması gereken acil önlemler ise şöyledir:
1- Online sosyal, psikolojik ve hukuki destek verilsin, sosyal yardımların arttırılması, ulaştırılması için Sosyal Hizmet Merkezi kriz masaları oluşturulsun.
2- Alo 183 Acil Yardım Hattı olarak çalışsın. Hat sadece kadına yönelik şiddet konusunda destek versin ve kapasitesi artırılsın.
3- Kolluk kuvvetleri görevini yapsın! Şiddet uygulayanın evden uzaklaştırılması için gerekli uzaklaştırma kararlarını alsın ve alınanların takipçisi olsun.
4- Sığınak ve acil barınma ihtiyaçları salgına ilişkin sağlık önlemleri uygulanarak sağlansın.
5- Aile Sağlığı Merkezleri tarafından ücretsiz doğum kontrol araçları ve ertesi gün hapı dağıtılsın.
Koronavirüs nedeniyle evlere kapanan kadınlar güvende mi?
Virüsün yayılmasını önlemek amacıyla evlere kapanmamız kadınlar olarak bizi bir tehlikeden korurken bir başka tehlikeye açık hale mi getiriyor? Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ) göre 3 kadından 1’i yakını bir erkek tarafından fiziksel veya cinsel şiddete maruz kalıyor. DSÖ’nün verileri dünya üzerindeki en yaygın insan hakkı ihlalinin kadınlara yönelik olduğunu gösteriyor. Daha önceki salgın deneyimleri, salgın süresince kadınlara yönelik şiddetin arttığını ve buna karşılık koruyucu ve önleyici faaliyetlerin azaldığını gösteriyor[1]. Özellikle toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin derin olduğu ve kadınların şiddetten uzaklaşmak için ihtiyaç duyduğu hukuki ve sosyal desteklerin nitelikli olmadığı ülkelerde bu risk daha da artıyor.
Herkes için güvenli bir alan olması gereken evlerin, kadınlar ve çocuklar için şiddete maruz kaldıkları alanlar olduğunu biliyoruz. Kadınlara en çok kocası, babası, partneri veya abisi gibi en yakınındaki erkekler şiddet uyguluyorlar. Bunun yanı sıra ev içindeki cinsiyetçi ve eşitsiz iş bölümü, yemek, temizlik ve çocuk bakımı gibi bugünlerde artan iş yükünü tamamen kadınların omuzlarına yüklüyor. Çin’deki karantina sürecinde eve kapanan çiftlerin karantina kalkar kalkmaz boşandıklarını gördük. Aynı şekilde basın yoluyla Amerika ve Avrupa’daki deneyimlerin de bundan farklı olmadığını takip ediyoruz. Kadınlar için salgın hastalıktan kaçmanın bedelinin ev içi şiddete maruz kalmak olduğunu dünyanın farklı yerlerindeki deneyimlerde görüyoruz.
Kadınlar karantina sürecinde desteklere ulaşabilecek mi?
Mor Çatı’yı arayan kadınların deneyimleri bizlere şiddetten uzaklaşabilmek için var olan desteklere erişimlerinde sorunlarla karşılaştıklarını gösteriyor. Kadınların ihtiyacını anlayan sosyal çalışma yapılmaması, koruma kararlarının zorlukla ve kısa süreli verilmesi, sığınaklarda niteliksiz sosyal çalışma, kolluk kuvvetinin gerekli bilgiyi sağlamak ve destek vermek konusunda isteksiz davranması, gizlilik kararı uygulanmasında yaşanan koordinasyon sorunları, ayni ve maddi desteklere erişim zorlukları gibi sorunlar sık sık paylaşılıyor. Halk sağlığı sorunu ile karşı karşıya kaldığımız bugünlerde yıllardır sorunlu çalışan bu mekanizmaların işlemez hale geldiğini gözlemliyoruz.
Halihazırda sadece