Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı daha önce paylaştığı bir ihlalin cinayetle son bulan sürecine dair bir basın açıklaması yayınladı.
Cinayete giden süreci kötü uygulamalar hazırlıyor:
Erkek şiddetine karşı mücadelede İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı Kanun ve ilgili yönetmeliğin uygulanması hayatidir!
Haziran ayında, şiddet uygulayan kocasından uzaklaşabilmek için karakola giden bir kadının sığınağa yönlendirildiğini, fakat kolluk memuru tarafından sığınağın yerinin kocasına söylenmesi sonucu kadının sığınaktan çıkmak zorunda kaldığını paylaştık. Mor Çatı’yı arayarak destek alan kadın daha önce hamileyken kocası tarafından bıçaklandığını, babasının evinin kocası tarafından kurşunlandığını ve sürekli ölümle tehdit edildiğini aktardı. En güvende olabileceği yer sığınakken sığınak adresinin ifşa edilmesi sonucu oradan ayrılmak zorunda kaldı.
Sığınağın yerinin kocaya söylenmesi, öncelikli görevi kadını korumak olan kişilerce hem kadının hem de sığınakta kalan diğer kadın, çocuk ve personelin can güvenliğinin hiçe sayılması anlamına gelir. Maruz kaldığı kötü uygulama nedeniyle kendisini güvende hissetmeyen kadın, sığınak ve kolluk tarafından sağlanması gereken koruma imkanlarını kullanmaktan çekindi, buna karşın yüksek can güvenliği tehdidi olan bu kadının takibi sığınaktan ayrıldıktan sonraki süreçte Bakanlık tarafından yapılmadı. Kendi olanaklarıyla saklanarak hayatta kalmaya çalışan kadın, kocasının öldürme tehditlerinden kurtulamadı. Geçtiğimiz günlerde kadının yerini bulan kocası, önce kayınpederinin işyerine giderek karısını ve çocuklarını öldüreceğini söylemiş ve ardından kadının yaşadığı yere doğru yola çıkmıştır. Nihayetinde kadının kaldığı eve gidip silahını göstererek karısını ve çocuklarını silahıyla öldüreceğini söyleyen koca, kayınpederi tarafından vurularak hayatını kaybetti. Kadın ve çocukları şu an maktulün yakınları tarafından tehdit edildiğinden kadının, çocuklarının ve yakınlarının can güvenliği sorunu halen devam ediyor.
Yaşanan olay; Türkiye’de erkek şiddetinin önlenmesi için öngörülen mekanizmaların, İstanbul Sözleşmesi, kanun ve yönetmeliklerde belirlenen şekilde işletilmemesinin sonuçlarını gösteriyor. Kadının, çocuklarının ve yakınlarının yıllardır yüksek güvenlik riski altında yaşamasına, failin can kaybına ve babanın cinayet işlemesine neden olan olaylar zincirinde aşağıdaki ihlallerin etkili olduğunu görüyoruz:
- İstanbul Sözleşmesi, 6284 sayılı Kanun ve ilgili yönetmelik, şiddete maruz kalan kadınların korunması ve güvenliklerinin sağlanması için atılması gereken adımları açık bir biçimde belirtir. Daha önce defalarca kocasının uyguladığı fiziksel şiddet nedeniyle can güvenliği tehlikeye giren kadın resmi kurumlara başvurduğu halde şiddet uygulayan koca caydırıcı herhangi bir yaptırımla karşılaşmamış, kadın, çocukları ve ailesi korunamamıştır.
- Sığınaklar, şiddetten uzaklaşmaya çalışan kadın ve çocukların can havliyle sığındığı, yönetmelikler gereği adresi gizli tutulan kurumlardır. Sığınak adresinin paylaşılması vahim bir güvenlik ihlalidir. Görünen odur ki, kadının bu ihlal sonucu sığınaktan ayrılmasına rağmen Aile, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından kadına ve ailesine izleme yapılmamış ve etkin bir destek sağlanmamıştır. Sığınak personeli tarafından desteklenen ve şiddetten korunmaya çalışan kadının yerinin kocasıyla paylaşıldığı iddiası karşısında gerek Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, gerekse İçişleri Bakanlığı tarafından herhangi bir soruşturma yapılıp yapılmadığının açıklanması gerekiyor. Kendi imkanlarıyla saklanarak güvenliğini sağlamaya çalışan kadın ve yakınlarının, devletin sunduğu koruyucu ve önleyici mekanizmalara güvenemeyerek bireysel “çözümlerini” üretmiş olmaları, kanun ve yönetmeliklerin uygulanmamasının neden olduğu toplumsal sonuçlara da bir örnektir.
Mor Çatı Kadın Sığınağı Vakfı